Genel Başkanın önsöz yazısı
Merhabalar!
Dersim Dernekleri Federasyonu resmi web sayfasına hoş geldiniz.
Dile kolay, tam 24 yıl olmuş Dedef demokratik alanda örgütlü faaliyet yürütüyor. Ve aynı kararlılıkla ve bilinçle yürütmeye devam ediyor.
Bugün yerel demokratik kitle örgütlemesini 26 bileşenimiz derneklerle birlikte sürdürüyoruz.
25. yılımıza girerken yaptığımız faaliyetleri sizlere sosyal medya ağı üzerinden bu sayfadan da bundan böyle duyurmayı düşünüyoruz. Bunu birlikte başaracağımıza inanıyoruz.
Uzun yıllara varan mücadelelerle dolu örgütlü yapıyı kesintisiz olarak aynı kararlılık ve inancla devam ettirmeyi hedefliyoruz.
DEDEF Dersimin en etkili kurumudur, dilimiz tarihimiz inancımız ve kültürümüz en büyük gücümüzdür. Bundan esinlenerek bugüne kadar geldigimizin bilincindeyiz..
Bu örgütlenmeye duyulan ihtiyaçtan yola çıkarak, başlayan süreç; direniş geleneğinin köklerinden aldığımız bu tarihsel mirası, yeni nesillere bırakmak asıl hedefimizdir.
Federasyonumuzun ana ilkesini, Dersimin onurlu ve dirençli tarihi oluşturmaktadır.
Dersim coğrafyası kapsam olarak geniş bir alana serpilmiş ve geniş bir tabana vede duyarlı bir kitleye sahiptir.
DEDEF, geçmişten günümüze Dersim’e dair ne varsa, bütün meselelerde işin muhatabıdir. Sorunlara kurumsal bir anlayışıyla bakmış ve ona göre hareket etmiştir.
Fedaratif yapıya dönüştüğü 2004-2005 dönemindeki süreçten günümüze kadar, yürütülen çalışmalardaki mücadelenin boyutlanıp ivme kazanması demokratik merkeziyetcilik ilkesinden hareket etmesinden ve davaya olan inancından kaynaklıdır.
Bu mücadelenin kesintisiz sürdürülüyor olmasının ortak paydası, hiç kuşkusuz ki kollektif akılla hareket etmemiz ve dersim halkının demokratik devrimci yapısının olmasıdır.
Geldiğimiz aşamada mevcut federatif yapının korunuyor olması önemlidir, çalışmalardaki başarılı durumun büyük payı Dersim halkınındır.
Dersim halkı önemli bir kilometre taşını oluşturmaktadir.
Dersim coğrafyasında yaşanan acılı tarihsel süreçi doğru ele alıp değerlendirmek gerekiyor. Eksi ile artıyı doğru ile yanlışı bir birinden ayırt ederek doğru politikalar üreterek dinamik yapı korunabilir.
Devletin politik yönden Dersime bakışını hepimiz tarafından biliniyor. Sistem ideolojik olarak sürekli Dersim’i hedefine koyarak iradesini teslim almaya, direngen yapısını kırmaya çalışmıştır. Dönem dönem Dersim’e seferler düzenlemiş ve askeri operasyonlar yaparak fiili müdahalede bulunmuş, soykırıma varan toplu katliamlar yapılmış, topyekûn sürgünler yaşanmıştır.
Ancak her defasında saldırılarında başarı elde edilememiştir. Dersimlinin kendisine olan güveni asla yıkılmamış, Dersim halkı teslim alınamamıştır.
Fakat 1994 yılı travması, Dersim halkı üzerinde maalesef ki olumsuz yönde etki yaratmıştır. Evlerin yakılıp yıkılmasıyla köylerin boşaltması, çok sayıda insanımızın sürgünü, Dersimlinin güven duygusunu elinden almıştır.
Dedef tamda bu süreçte ortaya çıkmıştır. İstanbul merkezli dernekleşme örgütlenmesi bu dönemde olmustur. İstanbul’da yapılan bir basın açıklaması bahane edilerek, açılan kapatılma davası sonunda, mahkeme kararıyla Dersim derneklerinin kapısına kilit vuruldu, ancak örgütsüz yapıyı kabullenemeyen Dersimliler kısa süre içerisinde toparlanarak, yeniden örgütlenip, Dersim Dayanışma Kurulu adıyla örgütlenme çalışması başlatılp, mücadeleye kaldığı yerden devam edildi.
2004 yılında dernekler kanunu da yapılan değişikliği değerlendiren kurul, fedeasyonlaşmaya karar vererek yeni bir çalışmanın da önü açılmış ve o dönem mevcut 16 dersim derneginin ortak kararıyla fedaratif yapıya dönüşmüştür.
Artık yeni bir sürece girilmiş oldu.
2005 yılında birinci olağan kongresini başarıyla tamamlayarak çalışmalarını merkezi bir boyutta örgütleyerek yoluna devam etmistir. Dersimlilerin arasında ki ilişki kopmaz bağlarla bağlıdır.
Tarihsel sürecin acılarla dolu bir süreç olması belirleyici etkendir.
Selçukludan Bizansa, Bizanstan Osmanlıya, Osmanlı’dan Cumhuriyet hükumetleri sürecine kadar, hemen her dönemde, Dersim’e karşı özel bir politikalar uygulanmıştır. Özel kanunlar/yasalar çıkarmış, ancak Dersimin direnişi karşısında hiç birinde başarı elde edememiştir. Özellıkle cumhuriyet hükümetleri döneminde defalarca özel projeler çıkararak Dersim içten fet etmek üzere, bölgenin demografik yapısına uygun yetkili kişilikler tayin ederek özel yetkilerle donatılmış ve görevlendirilmeler yapılmıştır. Dersim adeta çember içine alınmıştı. 1937 TBMM de alınan Dersim tertele kararı bunun açık örneğidir.
Askeri operasyon sonrası,binlerce insanın çocuk,genç yaşlı ve kadın demeden öldürülmesi onlarca insanın idam edilmesinin tek sebebi, Dersim’e diz çökertmek ve biyat etmesini sağlamaktı. Son yüz yıla baktığımızda, Dersim özgülünde şiddet baskı politikaları hiç eksilmezken, aynı oranda asimilasyon politikaları da tam hız devam etmistir. Uygulamaya koymak istedikleri şey, Türk İslam sentezini hayata geçirip, dilini tarihini kültürünü ve inancını yok sayarak yasaklamak ve imha inkar politikasıyla haritadan silmektir adeta Dersim’i ortadan kaldırmaktır.
Özellıkle ikibinli yıllarda Ecevit’in başbakanlığı döneminde, DSİ üzerinden Dersim’i sular altında bırakıp insansızlastırma amacıyla, Munzur Vadisi üzerinde yapmak istedikleri 8 adet hidro elektrik santreline (HES) karşı yürütülen çalışmayı, birinci Munzur Kültür ve Doğa Festivalinin örgütlenip başarıyla sonuçlanması, mücadeleye yeni bir ivme kazandırmıştır. Ve uzun vadede sürdüren çalışmalar sonunda, barajlar projesi halkın yoğun desteğiyle iptal ettirilmiştir. Birinci Munzur Kültür ve Doğa Festivali tartışmasız bir şekilde Dersim Dernekleri Federasyonun çalışması ve ekmeğidir. Festivali örgütleyip halkın önüne getiren ekibin tamamı, derneklerin yönetici kadrolarıdır. Bunlar resmi kayıtlarda mevcuttur. Dersim üzerinde oynanan oyunlar barajlarla sınırlı kalmadı. Maden projeleriyle, siyanürle altın çıkarmak istemeleri, yine Dedef öncülüğündeki örgütlü yapı ile sürdürülen mücadele devam etmektedir.
Orman yangınları, askeri operasyonlar hep bu amacın bir parçası olmuş ancak Dersimliler geçit vermemistir/vermeyecektir de.
Önümüzdeki süreci birlikte ortak kollektif bir anlayış ve bilinçle birlikte hareket etmek için tüm halkımızı bu ortak iradeye katılmaya mücadeleyi boyutlayarak daha da yükseltmeye, çalışmalara katılmaya çağırıyoruz.
Saygılarımla,
Ali Rıza BİLİR
Dersim Dernekleri Federasyonu
Genel Başkanı