KADIN MECLİSİ I. KURULTAYI SONUÇ BİLDİRGESİ

DERSİM DERNEKLERİ FEDERASYONU KADIN MECLİSİ I. KURULTAYI SONUÇ

BİLDİRGESİ

Dersimli kadınlar olarak doğamıza, kültürümüze sahip çıkmak için birinci kurultayımızı 3

Mayıs 2025 günü Grand Şaroğlu Otel’de gerçekleştirdik. Kurultay yerimiz son hafta valiliğin

Hüseyin Güntaş Kütüphanesi ve Konferans Salonu’na izin vermemesi sonucunda Grand

Şaroğlu Otel’de yapıldı. Dersim Dernekleri Federasyonu Kadın Meclisi olarak bileşen

derneklerimizden gelen kadın arkadaşlarımızla yaklaşık bir-bir buçuk yıldır verdiğimiz

emeklerimizi kurultayımız ile taçlandırdık. Kurultayımıza İstanbul, Mersin, Bursa, İzmir gibi

birçok ilden ve Dersim’in ilçe ve merkezinden gelen kadınlarımız ile buluşup belirlediğimiz

gündemlerimizi tartıştık.

Kurultayımızın üst başlığını “Dersim’i halk saklasın, Dersim yıkılmasın: kadınlar ve

asimilasyon” olarak belirledik. Bölgemizde yaşanan sorunları kadınlar açısından ele aldık.

Bölgemizde yaşanan asimilasyon ve yozlaşma meclisimizin bu dönem için ivedilikli olarak

tartışılması ve harekete geçilmesi gerektiğini düşündüğü konuydu. Asimilasyon, toplumsal

grupların etkileşime geçmesiyle ortaya çıkan bir karşılaşma ve etkileşmedir. Böyle bir

etkileşimde bir kültürel sistemin başka bir kültürel sistemi ya da sistemleri zamanla kendine

benzetmesi ve etkisi altına alması sonucunda asimilasyon gerçekleşmektedir. Asimilasyon,

baskın kültürün kimi zaman güç kullanıp diğer kültürü kendi bünyesinde eritmesidir. Bölgemiz

tam olarak böyle bir sürecin acı sonuçlarını yaşamaktadır. Buradan yola çıkarak, kadın merkezli

dört başlıkta sunumlar yapıldı. Bunlar: 1. Alevi Bektaşi söylencelerinde kadın, 2. Kadın

hareketinin toplumsal tarihi, 3. Köy boşaltmalarının kadınlar ve çocuklara etkisi, 4. Anadil ve

asimilasyon.

Kadınlar bugünkü toplumda sahip olduğu hakları mücadele ederek ve bedeller ödeyerek

kazanmıştır

Kadının yaşadığı sorunlar toplumsal her sorunda olduğu gibi tarihsel bağlamından koparılarak

tartışılamaz. Sunumlarda gerek inanç gerekse de kadın hareketinin toplumsal tarihi ile bu

bağlam verilmeye ve tartışılmaya çalışılmıştır. Dersimli kadınlar da pek tabii diğer kadınlar gibi

ataerkil düzenden bağımsız bir tarihe sahip değildir. Kültürümüzde haremlik-selamlık olmasa

da gelinen noktada Alevi kadınlarda ataerkil kültürden payını almaktadır. Söylenceler kültürlere

dair çok önemli ipuçları verir. Bilhassa Alevi kültürü bu anlamda yazıdan ziyade sözlü tarihe

sahiptir. Tam da buradan Alevilikteki kadın figürlerinin kökenlerine baktığımızda, anaerkil(özel

mülkiyetsiz) toplumlardaki dişinin gücü, ataerkil döneme geldiğimizde şeytanlaştırılmıştır.

Kadın hareketinin tarihi de özel mülkiyet öncesi ve özel mülkiyet sonrası toplum düzeninin

dinamikleri ile sıkı sıkıya bağlıdır. Tarihsel süreç içerisinde sorun özel mülkiyetli toplumlarda

biçimsel olarak farklılıklar yaşamış olsa da özü itibariyle aynıdır.

Kadınlar, toplumsal ve kültürel olarak yaşanan bütün süreçlerde en çok etkilenenler

oluyor

Tıpkı 1994’te doruğa ulaşan köy boşaltmalarında olduğu gibi kadınlar toplumsal bütün

süreçlerden etkileniyor. Bu süreçlerde kadınlar kimi zaman tecavüz ile kimi zaman çocuğu ile

tehdit edildi. Kurultayın bu kısmında o dönemi yaşayan kadınların hikayeleri adeta yüz yıllardır

kadınlara yaşatılanların sadece bir fragmanı gibiydi. Temmuz 1987’de Olağanüstü Hal ilan

edilen Dersim’de, OHAL resmi olarak Temmuz 2002’de kaldırıldı. Bu süreç içerisinde 14 Ocak

1998 tarihli raporuna göre Dersim’de 183 Köy 823 mezradan tahliye edilenlerin sayısı yaklaşık 40 bin 933 kişidir. Bu o dönem için var olan nüfusun neredeyse yarısıdır. Öyle ki o dönem

Ovacık ve Hozat arasında neredeyse bütün köyler boşaltılmıştır. OHAL dönemi adeta yerel halk

için azap haline getirilmiştir. Kolluk baskısı, karne ile yiyecek verilmesi, devamlı olarak

yaşanan şiddet ve çatışma ortamı ile insanlar artık bölgede yaşayamaz hale gelmiştir. Köylerin

bir kısmı yakılmış insanların malı mülkü yok edilmiştir. Göç edenler ise gittikleri yerlere

inançsal ve kültürel olarak uyum sağlamakta zorlanmış, birçok insan sosyal, ekonomik ve

psikolojik olarak sorunlar yaşamıştır. Bölge halkı gittikleri yerlerde uzun süre işsiz kalmış veya

en kötü işlerde çalışmışlardır. Hala daha yasaklı köyler vardır ve köyüne dönmek isteyen ancak

dönemeyen onlarca insan vardır.

Göç ettirilen insanlar ve bölge halkı ciddi anlamda asimilasyona uğramıştır bunlardan

biri de anadilleri olmuştur.

Dersim bölgesi kendine has bir bölgedir. Bölge halkı gerek inanç gerekse dil olarak ülkedeki

birçok yerden ayrılmaktadır. Bölge halkının anadil olarak iki dili vardır. Kirmanckî ve

Kurmancî. Ancak gelinen yerde yeni nesil arasında bu iki dili konuşan insan sayısı oldukça

azalmıştır. Resmi ideolojinin yatılı okul, köy enstitüleri ve bölge halkının yaşadığı travmalardan

sonra çocuklarını anadilinden ziyade resmi dil üzerinden büyütmesinin sonucu olarak

Dersim’de anadil ciddi anlamda asimile edilmiştir. Buna bir de de kendi coğrafyamızın dil

birliği noktasında ortaklaşma da yaşadığı sorunlar asimilasyonu aşma konusunda zorluklara

sebep olmuştur. Anadillerimizden Kirmanckî yok olma ile yüz yüze gelmiştir. Diller yaşayan

varlıklardır ve konuşuldukça var olurlar.

Kurultay değerlendirilmesinin sonuçları

 Baştan sona kadın emeği ile gerçekleştirilen kurultay kadın meclisinin alması gerektiği

yol için bir başlangıç olmuştur.

 Uzun yıllardır çalışma yapan DEDEF’in kadının eşit temsili ve Dersimli kadınların

sorunları noktasında kendi örgütlülüğünü oluşturması değerlidir.

 Yerel çalışmaya daha fazla önem verilmesi gerektiği ortaya çıkmış bu anlamda

kurultaydan sonra oluşan olanaklar için çalışmalar yapılması kararı alınmıştır.

 Kadın meclisi Dersimli kadınları bir araya getirmek, yurdun dört yanındaki Dersimli

kadınlarla dayanışmak ve en önemlisi Dersim’de de yaşayan kadınlarla dayanışmak

için önemli olanak ve güce sahiptir.

 Kurultay örgütlenmesi sırasında temas kurulamayan, meclis içerisinde temsilcisi

olmayan bileşen dernekleri ile görüşmeler yapılması ve bunun sonucunda belirli

bölgelerde panel, sunum gibi tartışmaların yapılması tartışılmıştır.

 Dersim’in özgün koşullarına dair bilimsel çalışma yapan kişi sayısı ve özellikle

bilhassa sayısı çok azdır. Nitekim belirli konular ile ilgili çalışma yapacak kadın

bulmakta zorlanılmıştır

 Bölgenin kadın, genç, dil, ekonomi gibi birçok sorunu vardır. Bunlar kurultayda sıkça

tartışma konusu haline gelmiştir. Atılması gereken somut adımlar konuşulmuştur.

Kurultayımıza destek veren başta bütün kadınlar olmak üzere, basın emekçileri ve katılan

kurumlara çok teşekkür ediyoruz. Kurultayın hazırlık sürecinde en çok desteği kurumumuz

Dersim Dernekleri Federasyonu’ndan gördük. Yine bize katkı sunan Avrupa Dersim

Dernekleri Federasyonu’na da teşekkür ediyoruz. Bu kurultayın başta yereldeki kadınlarımız

olmak üzere bütün Dersimli kadınlar için yeni başlangıçların adımı olmasını umut ediyoruz.

Dersim Dernekleri Federasyonu Kadın Meclisi

23. Munzur Kültür ve Doğa Festival Çağrısı

Sanatçı dostlarımıza çağrımızdır. 23. Munzur Kültür ve Doğa Festivalini hep birlikte omuzlayalım

TALAN YASASINA KARŞI BULUŞUYORUZ

Merhaba Dostlar,

Kamuoyunda “Süper Yasa” olarak bilinen Talan Yasası, mera, orman, zeytinlik gibi ortak yaşam alanlarımızı büyük ölçüde tehdit eden düzenlemeler içeriyor. Bu yasa, 2 Temmuz’da TBMM’de görüşülmesi bekleniyor.

Yasanın gündeme geldiği günden bu yana Dersim’de birçok köy ve vadide madencilik faaliyetlerine dair adımlar atılmaya başlandı. Bu gelişmeler, bizler açısından kabul edilemez bir durumdur.

Bu nedenle hem yasanın getireceği sonuçları değerlendirmek hem de bu talana karşı birlikte neler yapabileceğimizi konuşmak üzere bir toplantı düzenliyoruz.

🗓 Tarih: 4 Temmuz 2025
🕖 Saat: 19.00
📍 Yer: Dersim Dernekleri Federasyonu Genel Merkezi

Köy derneklerimizin temsilcilerinin katılımı ve katkısı bizler için oldukça değerlidir.

Doğamıza ve geleceğimize birlikte sahip çıkalım.

Munzur Koruma Kurulu (DEDEF)

Yasa gündeme geldi, madenciler harekete geçti

TBMM’de gündeme gelen yaşam alanlarını maden projelerine açan yasa taslağı madencileri heyecanlandırdı. Dersim’in Ovacık ilçesinde maden açmak isteyen şirket yetkilileri köye giderek inceleme yapmak istedi. Köylüler ise madene izin vermeyeceklerini vurguladı.

AKP’nin Meclis’e sunduğu torba kanunun, zeytinliklerin madencilik faaliyetlerine açılmasını öngören 11. maddesi, muhalefetin tüm itirazlarına rağmen Meclis komisyonunda kabul edildi. Teklif, kaçak madenlere af ve özel çevre koruma alanlarında ruhsat kolaylığı gibi düzenlemeler de içeriyor.

Bunu fırsat bilen maden şirketleri de çalışmalara başladı.

 

Türkiye’de yeraltı kaynakları bakımından en fazla çeşitliğe ve zenginliğe sahip olan Yukarı Fırat havzasında bulunan Dersim’de her geçen gün yeni maden sahaları açılıyor.

145 maden projesinin bulunduğu Dersim’de, şimdi de 60 kilometre uzunluğundaki Munzur Dağları’nın tamamı maden sahası ilan edildi.

Maden projesinin uygulanacağı yerlerden birisi olan Ovacık’ın Cevizlidere köyünde birkaç gün önce maden şirketi yetkilileri köylüler ile görüştü. Köye altın, bakır ve molibden madeni açılmak isteniyor.

Munzur Koruma Kurulu sözcüsü Hasan Şen,  köye giden madencilerin inceleme yapmak istediğini belirterek AKP Ovacık İlçe Başkanı Hüseyin Yıldız’ın da gruba rehberlik ettiğini söyledi.

Köye gelen grup, bölgedeki maden çıkarma ruhsatlarını devir aldıklarını, bölgede yakın zamanda sondaj çalışması yapacaklarını söyleyip, muhtar ile köylüleri toplamasını istedi.

Ancak muhtar ve bir kaç köylü bölgede maden için izin vermeyeceklerini söyleyerek fikirlerini beyan ettiler.

 

YIKICILIĞI ORTADA

Yaşananları BirGün’e değerlendiren Şen, “Son günlerde TBMM’de gündeme gelen yaşam alanlarını bir bütün olarak sermayenin  güdümüne sokacak olan ‘Süper Talan Yasası’ gündeme gelir gelmez bir çok bölgede sermaye gruplarının bir anda pervasızca ortaya çıkması ve saldırı durumuna geçmesi bu yasanın ne kadar yıkıcı olduğunun kanıtıdır” dedi.

İZİN VERMEYECEĞİZ

Maden şirketinin yıllık binlerce ton üretim kapasitesi planlandığını aktaran Şen, “Bu kadar geniş bir sahada sondaj, patlatma gibi yöntemler kullanılarak, tüm canlılar için son derece tehlikeli altın, bakır ve molibden gibi ağır metallerin çıkarılması, taşınması ve biriktirilmesine, Dersim halkı olarak asla izin vermeyeceğimizin bilinmesini istiyoruz. Topraklarımızın ve nehirlerimizin zehirlenmesine karşı geçmişte olduğu gibi bugün de direneceğimizi, tüm Dersimlileri ve Dersim dostlarının madenci şirketin lobi faaliyetlerine karşı uyanık olmaya ve herhangi bir faaliyet yapmaya çalışanları teşhir etmeye çağırıyoruz. Bir an önce Dersimi yok edecek bu ve benzeri projelere imkan verecek çalışmalara destek olmaktan vazgeçmelerini bekliyoruz” diye konuştu.

BİZİ RAHATSIZ ETMEYİN

Cevizlidere Köyü muhtarı Cihan Keskin de, “Madenciler sürekli köyümüze geliyor, biz köyümüzde maden istemiyoruz. Bu güzelim coğrafyayı zamanında mecburen terk eden insanlarımız vardı şimdi hepsi geri dönmek istiyor. Yapılacak bir maden projesi ile coğrafyamız katledilir. Köyüne geri dönmek isteyen insanlar var. İnsanlar maden lafını duyduklarında ürküyorlar. İnsanları rahatsız etmesinler. Bu insanlar zaten 1994 yılında yerinden, yurdundan edildiler” ifadelerini kullandı.

Kaynak: https://www.birgun.net/haber/yasa-gundeme-geldi-madenciler-harekete-gecti-634063

Dedef Gündem ve Kararları

Dersim Dernekleri Federasyonu (DEDEF) Bileşeni derneklerimizle aşağıda ki GÜNDEMLERLE toplantı gerçekleştirilmiştir.

Toplantı online olarak TELEFON görüşmesi ile yapılmıştır. Toplantıda aşağıdaki kararlar alınmıştır.
Alınan kararları kamuoyuyla olduğu gibi paylaşarak değerli halkımızın bilgisine sunuyoruz.
Gündem:
1. Güncel bilgilendirmeler
2. 21 Şubat Dünya Anadil Günü, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü ,14 Mart Nehirler Günü, 4 Mayıs Karagün anması
3. Munzur Kültür ve Doğa Festivali
4. Dedef Kadın Meclisi kurultayı
5. Delege toplantılarının belirlenmesi
6. Dersim Cemevi’nin durumu ve Soykırım Anıtı
7. Komisyon, kurul ve meclislerin değerlendirilmesi

Güncel bilgilendirme kapsamında; gündem maddeleri dışında Dünyada, ülkemizde ve Dersim’deki gelişmeler ele alındı, bilgilendirmeler yapıldı. Süreç ve gelişmeler üzerinde değerlendirmeler yapıldı.

21 Şubat Anadil Günü nedeniyle ülkemizin içinde bulunduğu politik gelişmeler, anadilimiz üzerindeki inkar, yok sayma ve asimilasyon politikasının devam ettiği, bu politikalar sonucu anadilimizin en çok kaybolan diller arasında olduğu vurgusu yapıldı. Dilimizin sadece bir gün sahiplenerek korunamayacağını, kalıcı çözümlerin yaratılması ve mümkün oldukça dilimizin yaygın olarak kullanılması gerektiği vurgusu yapıldı. Ana dilde eğitim, eşit yurttaşlık talebinin sürekli olarak gündeme taşınarak sahiplenilmesi gerektiği belirtildi. Derneklerimizin olanakları dahilinde ana dil gündemli panel söyleyişi etkinlik yapılması için karar alındı.

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü nedeniyle, DEDEF Kadın Meclisinin alacağı karara bağlı kalarak alanlara kadınlarımızın DEDEF pankartıyla çıkması önerisi kabul edildi.

14 Mart Nehirler Günü; geçmiş yıllarda olduğu gibi sularımızın kirletilmesi, nehirlerimiz üzerinde baraj ve HES’lerin yapılmasına karşı aktif olarak alanlara çıkılacak ve en kısa zamanda kamuoyuna gerekli açıklama yapılacaktır. Dersim, İstanbul, Ankara ve diğer büyük kentlerde kitlesel yürüyüş ve protestolar örgütlenecektir.
4 Mayıs Karagün olarak tanımladığımız soykırım ile ilgili; her yıl olduğu gibi bu yıl da özellikle Dersim’de kapsamlı bir anma için şimdiden alışmalar başlatılacaktır. Ülkede ve ülke dışındaki başta Alevi kurumları olmak üzere tüm dost kurumlara çağrı yapılacaktır.
Ayrıca DEDEF Kadın Meclisinin aldığı karar gereği 3 Mayıs’ta Dersim’de Kadın Kurultayı’nın yapılması için çalışmaların en kısa zamanda başlatılması ve Dersim’deki kadınlarımızın kurultaya katılmaları için, Dersim’e bir heyetle gidilerek çalışmaların başlatılması kararı alınmıştır.
Yine aynı gün akşam Dersim’de DEDEF delege toplantısı yapılacaktır.
4 Mayıs akşamı yapılacak anmaya güçlü bir katılım sağlanacaktır.
23. Munzur Kültür ve Doğa Festivali için aşağıdaki karar alınmıştır.
Dünden bugüne Dersim’in karşı kaşıya olduğu sorunlar devam etmektedir. 25 yıl önce yapılan ve Dersim için büyük tehlike oluşturan projeler aynen bugün de devam etmektedir. Dersim için tehlike unsuru olan başta BARAJ-HES projelerinin devam ettiği, siyanürle altın çıkarma daha bir çok sorunun halen varolduğu, SİT alanlarının birinci dereceden ikinci dereceye düşürüldüğü bir süreci hep birlikte görüyor ve yaşıyoruz. Bu tespitler yapılarak Toplantı sonunda MUNZUR KÜLTÜR ve DOĞA FESTİVAL’inden asla vaz geçmeyeceğimiz kararı alınmıştır. DEDEF en kısa zamanda Dersim’e giderek festival çalışmalarına başlayacaktır.
Dersim Cemevi sorunu ve Dersim’e Soykırım Anıtı yapılması önerisi değerlendirilerek aşağıdaki karar alınmıştır.
Dersim Cemevi sorunu devam etmektedir. Cemevi Yönetiminin; Alevi inancıyla ilgisiz, alakasız bir yapılanma içerisinde olduğu tespiti yapılmıştır. Dersim Cemevi’nin Alevi inancıyla bağdaşan faaliyetler yürütmesi için gereken adımlar atılacaktır.
Alevi Federasyonlarının önerisi olarak gündeme gelen Dersim’e Soykırım Anıtı yapılması önerisi olumlu olarak karşılandı.
Teknik araştırmalar ve geniş alana yayılacak, katliamın yaşandığı bölgelere sembolik anıtların dikilmesi için en kısa zamanda Dersim’de çalışmalar başlatılacaktır. Bu konuda Avrupa Alevi Federasyonu, Britanya Alevi Federasyonu, Fransa Alevi Federasyonu, Alevi Bektaşi Federasyonu ve diğer Alevi dernekleri-federasyonlarıyla birlikte çalışmalar yapılacak.
Avrupa’daki kardeş kurumumuz olan ADEF üzerinden gelişmeler takip edilecektir.
Gündemin diğer maddesi olan komisyon, kurul ve meclisler değerlendirilmesi zaman yetmediği için başka bir toplantıya bırakıldı.
Yukarıdaki kararlar bütünlük içerisinde alınmıştır. Önümüzdeki süreç ve gelişmeler dikkatle ve özenle takip edilerek halkımıza bütün gelişmelerle ilgili bilgiler aksatılmadan verilecektir. Dersim Tanıtım Günleri’nde ve Munzur Kültür ve Doğa Festivalinde buluşmak umuduyla tüm halkımıza selam ve saygılarımızı sunuyoruz.

DEDEF (DERSİM DERNEKLERİ FEDERASYONU) YÖNETİM KURULU

BASINA VE KAMUOYUNA

Bu sabah saatlerinde İstanbul’da yapılan ev baskınlarında YDİ Çağrı, EMEP, DEM Parti, SYKP, DBP, ESP, Yeşil Sol Parti, Devrimci Parti, DSİP, Kaldıraç, 78’liler ve HDK üyesi çok sayıda kişi gözaltına alındı.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından HDK’ye yönelik yürütülen soruşturma kapsamında 60 kişi hakkında gözaltı kararı verildi. 10 ilde en az 52 kişi gözaltına alındı.

Bu ülkenin yurttaşları, emekçileri olarak hemen her gün gözümüzü yeni bir şafak baskını ile gözaltı ve tutuklama operasyonu ile açar hale geldik.

Adı, adresi, görev yeri belli olan kişilere yönelik kara propaganda eşliğinde gerçekleştirilen şafak baskınları, gözaltılar ve tutuklamalar kaygı verici düzeye ulaşmıştır.

Ülkeyi gittikçe derin bir yoksulluğa, işsizliğe, güvencesizliğe iten iktidar bu tabloya itiraz eden milyonların sesini , mücadelesini baskı ve şiddetle bastırmaya çalışmaktadır.

Yasaklar, baskılar, gözaltılar, tutuklamalar bugüne kadar emekçilerin, işçilerin, bizlerin haklı, meşru mücadelesini engelleyememiştir. Bundan sonra da engelleyemeyecektir. Dersim Dernekleri Federasyonu (DEDEF) olarak emekçilere ve halka dayatılan bu sömürü, sefalet ve baskı düzenine karşı kararlılıkla mücadele etmeye devam edeceğiz.

Hukuk tanımaz saldırılara derhal son verilmelidir. Gözaltına alınan dostlarımız bir an önce serbest bırakılmalıdır.

Nimet Tanrıkulu insan hakları savunucusu serbest bırakılsın

Dersim Dernekleri Federasyonu’nun, İnsan Hakları Derneği kurucularından Nimet Tanrıkulu’nun tutuklanmasını protesto etmek amacıyla İHD İstanbul Şubesi’nde basın açıklaması yaptı. Açıklamada, “Bizler hemşerileri, mücadele arkadaşları olarak Nimet Tanrıkulu’nun sonuna kadar yanındayız. Nimet Tanrıkulu serbest bırakılsın!” denildi.

Dersim Dernekleri Federasyonu (DEDEF), İnsan Hakları Derneği’nin kurucularından, İstanbul Dersimliler Derneği’nin eski Başkanı Nimet Tanrıkulu’nun, 29 Kasım 2024 tarihinde tutuklanıp Ankara Sincan Kapalı cezaevine konmasını protesto etmek için İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi’nde basın toplantısı yaptı.

Basın toplantısı yapılan salona, ‘Haksız gözaltı ve tutuklamalara son verilsin, Nimet Tanrıkulu derhal serbest bırakılsın’ pankartları asıldı.

“OHAL KALICI HALE GETİRİLDİ”

Basın metnini okuyan DEDEF Genel Başkanı Ali Rıza Bilir, demokrasinin, temel hak ve özgürlüklerin, sendikal hak ve özgürlüklerin rafa kaldırıldığını ve OHAL’in kalıcı hale getirildiğini söyleyerek “Her güne yeni baskılarla, yeni gözaltı ve tutuklama haberleri ile uyanır hale geldik” dedi.

“NİMET TANRIKULU HUKUK DIŞI BİR KARARLA TUTUKLANDI”

İnsan Hakları Derneği’nin kurucularından, İstanbul Dersimliler Derneği eski başkanı, Nimet Tanrıkulu’nun, 29 Kasım 2024 tarihinde, hukuk dışı bir kararla tutuklandığı ve tutukluğunun hala devam ettiği ifade eden Bilir, konuşmasının devamında şu ifadelere yer verdi:

“Yıllardır devam eden gerek yönetici ve üyelerimizin gözaltına alındığı operasyonlar gerekse de ülkedeki demokratik kurumlara yönelik baskıların tamamının gösterdiği tek şey vardır. Mevcut iktidar bugünlerde temel hak ve özgürlüklerine, emek, barış, doğayı koruma ve demokrasi taleplerine sahip çıkan yönetici ve üyelerimiz nezdinde tüm demokratik kamuoyunu baskı altına almak istemektedir. Muhalif kesimleri sindirmeyi, korku dalgası yaratmayı hedefleyenler sistematik hale getirdikleri gözaltı ve tutuklama politikasını devreye sokarken hukuku tamamen ayaklar altına almaktan geri durmamaktadır.
 
MÜCADELEMİZİ KARARLILIKLA SÜRDÜRECEĞİZ

Nimet Tanrıkulu, Dersimli Mücadeleci bir kadındır, Nimet Tanrıkulu insan hakları savunucusudur, Nimet Tanrıkulu yaşam alanlarımızı savunmada, barajlara karşı verdiğimiz mücadelede, Dersim 37/38 Tertelesi acılarının haykırılmasında ve şube başkanlığı döneminde Dersim isminin kazanılması mücadelesinde hep yanımızda olmuş, kamuoyunda bilinen tanınan şahsiyettir. Nimet Tanrıkulu şahsında dostlarımıza yönelik baskıları, gözaltına alınmalarını ve tutuklanmalarını kınıyoruz. Dersim Dernekleri Federasyonu olarak şiddetin, baskının sona erdirildiği, hiç kimsenin demokratik talepleri, düşünceleri nedeniyle cezalandırılmadığı bir ülke talebini ısrarla yürüteceğiz. Ülkemizde yaratılmak istenen kuşatmaya, saldırılara karşı; doğa, emek ve demokrasi mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz.

MÜCADELE VURGUSU

Bir kez daha altını çiziyoruz. “Hak verilmez, mücadeleyle alınır” şiarını ilke edinerek baskılara karşı mücadeleyi daha da yükselterek cevap verecek, haklı ve meşru mücadele çizgisinden taviz vermeyecek, artan baskı düzenine boyun eğmeyeceğiz. Başta Ovacık ve Dersim belediyeleri olmak üzere belediyelerimizin kayyımlarla gasp edilmesine boyun eğmeyeceğiz. Bir kez daha sesleniyoruz. Bizler hemşerileri, mücadele arkadaşları ve Dersim Dernekleri Federasyonu (DEDEF) olarak Nimet Tanrıkulu’nun sonuna kadar yanındayız. Nimet Tanrıkulu serbest bırakılsın!”

“SUÇLAMALAR GERÇEK DIŞIDIR”

Açıklama sonrası söz alan 78’liler Hareketi’nden Yunus Bircan, soruşturmayı başlatan Cumhuriyet savcıları ile tutuklamayı gerçekleştiren Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararlarının hukuki değil tümüyle siyasi olduğunu söyledi. Suçlamaların ise gerçek dışı olduğunu dile getirdi.

“HER ZAMAN NİMET’İN ARKASINDAYIZ”

Cumartesi Annelerinden Hanım Tosun ise “Nimet Tanrıkulu bir an önce serbest bırakılsın. Nimet bir insan hakları savunucusu. Kadın hakları savunucusunu tutuklayamazsınız. Biz her zaman Nimet’in arkasındayız” diye konuştu.

“PROTESTO EDİYORUZ”

İstanbul Tabip Odası’ndan Doktor Nazmi Algan da “Nimet ve Nimet gibi çok fazla insan gizli tanık uydurmacasıyla hiçbir somut delil olmadan tutuklu. Biz bu bakımdan İstanbul Tabip Odası ve İnsan Hakları Komisyonu olarak ve Türk Tabipler Birliği olarak bu tutuklamayı şiddetle protesto ediyoruz” dedi.

DAYANIŞMA VURGUSU

CHP İstanbul yöneticisi Ali Ekber Cömert, “Nimet Tanrıkulu gibi birçok aydınımızın gözaltına alındığı bir süreci hep birlikte yaşıyoruz parti olarak da bunları çok yakından takip ediyoruz. Bütün mağduriyetlerin yanındayız. Bu süreci kol kola dayanışma ile aşabiliriz” dedi.

“NİMET’İN YOLDAŞLARI SUSMAYACAK”

Dersim Araştırmaları Merkezi’nden Selman Yeşilgöz, “Biz Nimet’le bir barış ağacını Dersim sınırına dikmek istemiştik oradaki tarla sahibi bir kürek vermek istedi. Jandarma elinden alınca o toprağa Nimet ve arkadaşları elleriyle kazarak o ağacı oraya diktiler. Bugün o barış ağacı orada olduğu sürece Nimet ve Nimet’in yoldaşları da susmayacak” diye konuştu.

Yazar Erdoğan Aydın ise “Hiç kimse, özel olarak Nimetimiz insan hakları mücadelesi verdiğinden dolayı içeri alınmamalı. Bunu sağladığımız gün yarınlara çok daha güvenle bakabileceğiz. Nimet’i en kısa zamanda aramızda görmek dileğiyle” dedi.

“NİMET’İ ELLERİNDEN ALACAĞIZ”

Son olarak söz alan 78’liler Girişimi Sözcüsü Celalettin Can, Nimet Tanrıkulu’nun serbest bırakılması için kampanya başlatıldığını ve kampanyanın uluslarası bir şekilde sürdüğünü ifade etti. Can, devamında Nimet Tanrıkulu’nun son durumundan da bahsederek “Nimet Seyit Rıza’nın kızıdır ve gerçek bir devrimcidir. Ve muhakkak onların elinden Nimet’i alacağız” dedi.

PİRHA/İSTANBUL

Nimet TANRIKULU Serbest Bırakılsın

İnsan Hakları Derneği’nin kurucularından, İstanbul Dersimliler Dernegi eski başkanı, hemşerimiz, dostumuz Nimet TANRIKULU,
29 Kasım 2024 tarihinde, hukuk dışı bir kararla tutuklanıp Ankara Sincan Kapalı cezaevine kondu.
Bizler Dersim halkının örgütlü gücü olan Dersim Dernekleri Federasyonu olarak, bu tür haksız hukusuz gözaltı, tutuklama, baskı ve diğer yıldırma politikalarını şiddetle kınıyoruz.
Nimet TANRIKULU’nun bir an önce serbest bırakılmasını istiyoruz.
Federasyonu olarak konuya ilişkin 27 Aralık 2024 Cuma günü Saat 14.00 da İHD İstanbul şubesinde basın toplantısı gerçekleştireceğiz.
Basın toplantımıza katlım sağlamanız bizleri sevindirecektir.
Dersim Dernekleri Federasyonu (DEDEF)

Dersim Tanıtım Günleri

Dersim Tanıtım Günleri

Dersim’e ilişkin herşey; Doğa, Yaşam, Munzur, Kültür, Sanat, Müzik, Edebiyat, Şiir, Folklor, ve
Yöresel tadlar.
Gelin dört gün boyunca dolu dolu Dersim’i konuşup, Dersim’i yaşayalım beraber.
Gelin Kardeşçe lokmamızı pay edip,
omuz omuza halaya duralım.