TALAN YASASINA KARŞI BULUŞUYORUZ

Merhaba Dostlar,

Kamuoyunda “Süper Yasa” olarak bilinen Talan Yasası, mera, orman, zeytinlik gibi ortak yaşam alanlarımızı büyük ölçüde tehdit eden düzenlemeler içeriyor. Bu yasa, 2 Temmuz’da TBMM’de görüşülmesi bekleniyor.

Yasanın gündeme geldiği günden bu yana Dersim’de birçok köy ve vadide madencilik faaliyetlerine dair adımlar atılmaya başlandı. Bu gelişmeler, bizler açısından kabul edilemez bir durumdur.

Bu nedenle hem yasanın getireceği sonuçları değerlendirmek hem de bu talana karşı birlikte neler yapabileceğimizi konuşmak üzere bir toplantı düzenliyoruz.

🗓 Tarih: 4 Temmuz 2025
🕖 Saat: 19.00
📍 Yer: Dersim Dernekleri Federasyonu Genel Merkezi

Köy derneklerimizin temsilcilerinin katılımı ve katkısı bizler için oldukça değerlidir.

Doğamıza ve geleceğimize birlikte sahip çıkalım.

Munzur Koruma Kurulu (DEDEF)

Yasa gündeme geldi, madenciler harekete geçti

TBMM’de gündeme gelen yaşam alanlarını maden projelerine açan yasa taslağı madencileri heyecanlandırdı. Dersim’in Ovacık ilçesinde maden açmak isteyen şirket yetkilileri köye giderek inceleme yapmak istedi. Köylüler ise madene izin vermeyeceklerini vurguladı.

AKP’nin Meclis’e sunduğu torba kanunun, zeytinliklerin madencilik faaliyetlerine açılmasını öngören 11. maddesi, muhalefetin tüm itirazlarına rağmen Meclis komisyonunda kabul edildi. Teklif, kaçak madenlere af ve özel çevre koruma alanlarında ruhsat kolaylığı gibi düzenlemeler de içeriyor.

Bunu fırsat bilen maden şirketleri de çalışmalara başladı.

 

Türkiye’de yeraltı kaynakları bakımından en fazla çeşitliğe ve zenginliğe sahip olan Yukarı Fırat havzasında bulunan Dersim’de her geçen gün yeni maden sahaları açılıyor.

145 maden projesinin bulunduğu Dersim’de, şimdi de 60 kilometre uzunluğundaki Munzur Dağları’nın tamamı maden sahası ilan edildi.

Maden projesinin uygulanacağı yerlerden birisi olan Ovacık’ın Cevizlidere köyünde birkaç gün önce maden şirketi yetkilileri köylüler ile görüştü. Köye altın, bakır ve molibden madeni açılmak isteniyor.

Munzur Koruma Kurulu sözcüsü Hasan Şen,  köye giden madencilerin inceleme yapmak istediğini belirterek AKP Ovacık İlçe Başkanı Hüseyin Yıldız’ın da gruba rehberlik ettiğini söyledi.

Köye gelen grup, bölgedeki maden çıkarma ruhsatlarını devir aldıklarını, bölgede yakın zamanda sondaj çalışması yapacaklarını söyleyip, muhtar ile köylüleri toplamasını istedi.

Ancak muhtar ve bir kaç köylü bölgede maden için izin vermeyeceklerini söyleyerek fikirlerini beyan ettiler.

 

YIKICILIĞI ORTADA

Yaşananları BirGün’e değerlendiren Şen, “Son günlerde TBMM’de gündeme gelen yaşam alanlarını bir bütün olarak sermayenin  güdümüne sokacak olan ‘Süper Talan Yasası’ gündeme gelir gelmez bir çok bölgede sermaye gruplarının bir anda pervasızca ortaya çıkması ve saldırı durumuna geçmesi bu yasanın ne kadar yıkıcı olduğunun kanıtıdır” dedi.

İZİN VERMEYECEĞİZ

Maden şirketinin yıllık binlerce ton üretim kapasitesi planlandığını aktaran Şen, “Bu kadar geniş bir sahada sondaj, patlatma gibi yöntemler kullanılarak, tüm canlılar için son derece tehlikeli altın, bakır ve molibden gibi ağır metallerin çıkarılması, taşınması ve biriktirilmesine, Dersim halkı olarak asla izin vermeyeceğimizin bilinmesini istiyoruz. Topraklarımızın ve nehirlerimizin zehirlenmesine karşı geçmişte olduğu gibi bugün de direneceğimizi, tüm Dersimlileri ve Dersim dostlarının madenci şirketin lobi faaliyetlerine karşı uyanık olmaya ve herhangi bir faaliyet yapmaya çalışanları teşhir etmeye çağırıyoruz. Bir an önce Dersimi yok edecek bu ve benzeri projelere imkan verecek çalışmalara destek olmaktan vazgeçmelerini bekliyoruz” diye konuştu.

BİZİ RAHATSIZ ETMEYİN

Cevizlidere Köyü muhtarı Cihan Keskin de, “Madenciler sürekli köyümüze geliyor, biz köyümüzde maden istemiyoruz. Bu güzelim coğrafyayı zamanında mecburen terk eden insanlarımız vardı şimdi hepsi geri dönmek istiyor. Yapılacak bir maden projesi ile coğrafyamız katledilir. Köyüne geri dönmek isteyen insanlar var. İnsanlar maden lafını duyduklarında ürküyorlar. İnsanları rahatsız etmesinler. Bu insanlar zaten 1994 yılında yerinden, yurdundan edildiler” ifadelerini kullandı.

Kaynak: https://www.birgun.net/haber/yasa-gundeme-geldi-madenciler-harekete-gecti-634063

Dedef Gündem ve Kararları

Dersim Dernekleri Federasyonu (DEDEF) Bileşeni derneklerimizle aşağıda ki GÜNDEMLERLE toplantı gerçekleştirilmiştir.

Toplantı online olarak TELEFON görüşmesi ile yapılmıştır. Toplantıda aşağıdaki kararlar alınmıştır.
Alınan kararları kamuoyuyla olduğu gibi paylaşarak değerli halkımızın bilgisine sunuyoruz.
Gündem:
1. Güncel bilgilendirmeler
2. 21 Şubat Dünya Anadil Günü, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü ,14 Mart Nehirler Günü, 4 Mayıs Karagün anması
3. Munzur Kültür ve Doğa Festivali
4. Dedef Kadın Meclisi kurultayı
5. Delege toplantılarının belirlenmesi
6. Dersim Cemevi’nin durumu ve Soykırım Anıtı
7. Komisyon, kurul ve meclislerin değerlendirilmesi

Güncel bilgilendirme kapsamında; gündem maddeleri dışında Dünyada, ülkemizde ve Dersim’deki gelişmeler ele alındı, bilgilendirmeler yapıldı. Süreç ve gelişmeler üzerinde değerlendirmeler yapıldı.

21 Şubat Anadil Günü nedeniyle ülkemizin içinde bulunduğu politik gelişmeler, anadilimiz üzerindeki inkar, yok sayma ve asimilasyon politikasının devam ettiği, bu politikalar sonucu anadilimizin en çok kaybolan diller arasında olduğu vurgusu yapıldı. Dilimizin sadece bir gün sahiplenerek korunamayacağını, kalıcı çözümlerin yaratılması ve mümkün oldukça dilimizin yaygın olarak kullanılması gerektiği vurgusu yapıldı. Ana dilde eğitim, eşit yurttaşlık talebinin sürekli olarak gündeme taşınarak sahiplenilmesi gerektiği belirtildi. Derneklerimizin olanakları dahilinde ana dil gündemli panel söyleyişi etkinlik yapılması için karar alındı.

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü nedeniyle, DEDEF Kadın Meclisinin alacağı karara bağlı kalarak alanlara kadınlarımızın DEDEF pankartıyla çıkması önerisi kabul edildi.

14 Mart Nehirler Günü; geçmiş yıllarda olduğu gibi sularımızın kirletilmesi, nehirlerimiz üzerinde baraj ve HES’lerin yapılmasına karşı aktif olarak alanlara çıkılacak ve en kısa zamanda kamuoyuna gerekli açıklama yapılacaktır. Dersim, İstanbul, Ankara ve diğer büyük kentlerde kitlesel yürüyüş ve protestolar örgütlenecektir.
4 Mayıs Karagün olarak tanımladığımız soykırım ile ilgili; her yıl olduğu gibi bu yıl da özellikle Dersim’de kapsamlı bir anma için şimdiden alışmalar başlatılacaktır. Ülkede ve ülke dışındaki başta Alevi kurumları olmak üzere tüm dost kurumlara çağrı yapılacaktır.
Ayrıca DEDEF Kadın Meclisinin aldığı karar gereği 3 Mayıs’ta Dersim’de Kadın Kurultayı’nın yapılması için çalışmaların en kısa zamanda başlatılması ve Dersim’deki kadınlarımızın kurultaya katılmaları için, Dersim’e bir heyetle gidilerek çalışmaların başlatılması kararı alınmıştır.
Yine aynı gün akşam Dersim’de DEDEF delege toplantısı yapılacaktır.
4 Mayıs akşamı yapılacak anmaya güçlü bir katılım sağlanacaktır.
23. Munzur Kültür ve Doğa Festivali için aşağıdaki karar alınmıştır.
Dünden bugüne Dersim’in karşı kaşıya olduğu sorunlar devam etmektedir. 25 yıl önce yapılan ve Dersim için büyük tehlike oluşturan projeler aynen bugün de devam etmektedir. Dersim için tehlike unsuru olan başta BARAJ-HES projelerinin devam ettiği, siyanürle altın çıkarma daha bir çok sorunun halen varolduğu, SİT alanlarının birinci dereceden ikinci dereceye düşürüldüğü bir süreci hep birlikte görüyor ve yaşıyoruz. Bu tespitler yapılarak Toplantı sonunda MUNZUR KÜLTÜR ve DOĞA FESTİVAL’inden asla vaz geçmeyeceğimiz kararı alınmıştır. DEDEF en kısa zamanda Dersim’e giderek festival çalışmalarına başlayacaktır.
Dersim Cemevi sorunu ve Dersim’e Soykırım Anıtı yapılması önerisi değerlendirilerek aşağıdaki karar alınmıştır.
Dersim Cemevi sorunu devam etmektedir. Cemevi Yönetiminin; Alevi inancıyla ilgisiz, alakasız bir yapılanma içerisinde olduğu tespiti yapılmıştır. Dersim Cemevi’nin Alevi inancıyla bağdaşan faaliyetler yürütmesi için gereken adımlar atılacaktır.
Alevi Federasyonlarının önerisi olarak gündeme gelen Dersim’e Soykırım Anıtı yapılması önerisi olumlu olarak karşılandı.
Teknik araştırmalar ve geniş alana yayılacak, katliamın yaşandığı bölgelere sembolik anıtların dikilmesi için en kısa zamanda Dersim’de çalışmalar başlatılacaktır. Bu konuda Avrupa Alevi Federasyonu, Britanya Alevi Federasyonu, Fransa Alevi Federasyonu, Alevi Bektaşi Federasyonu ve diğer Alevi dernekleri-federasyonlarıyla birlikte çalışmalar yapılacak.
Avrupa’daki kardeş kurumumuz olan ADEF üzerinden gelişmeler takip edilecektir.
Gündemin diğer maddesi olan komisyon, kurul ve meclisler değerlendirilmesi zaman yetmediği için başka bir toplantıya bırakıldı.
Yukarıdaki kararlar bütünlük içerisinde alınmıştır. Önümüzdeki süreç ve gelişmeler dikkatle ve özenle takip edilerek halkımıza bütün gelişmelerle ilgili bilgiler aksatılmadan verilecektir. Dersim Tanıtım Günleri’nde ve Munzur Kültür ve Doğa Festivalinde buluşmak umuduyla tüm halkımıza selam ve saygılarımızı sunuyoruz.

DEDEF (DERSİM DERNEKLERİ FEDERASYONU) YÖNETİM KURULU

BASINA VE KAMUOYUNA

Bu sabah saatlerinde İstanbul’da yapılan ev baskınlarında YDİ Çağrı, EMEP, DEM Parti, SYKP, DBP, ESP, Yeşil Sol Parti, Devrimci Parti, DSİP, Kaldıraç, 78’liler ve HDK üyesi çok sayıda kişi gözaltına alındı.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından HDK’ye yönelik yürütülen soruşturma kapsamında 60 kişi hakkında gözaltı kararı verildi. 10 ilde en az 52 kişi gözaltına alındı.

Bu ülkenin yurttaşları, emekçileri olarak hemen her gün gözümüzü yeni bir şafak baskını ile gözaltı ve tutuklama operasyonu ile açar hale geldik.

Adı, adresi, görev yeri belli olan kişilere yönelik kara propaganda eşliğinde gerçekleştirilen şafak baskınları, gözaltılar ve tutuklamalar kaygı verici düzeye ulaşmıştır.

Ülkeyi gittikçe derin bir yoksulluğa, işsizliğe, güvencesizliğe iten iktidar bu tabloya itiraz eden milyonların sesini , mücadelesini baskı ve şiddetle bastırmaya çalışmaktadır.

Yasaklar, baskılar, gözaltılar, tutuklamalar bugüne kadar emekçilerin, işçilerin, bizlerin haklı, meşru mücadelesini engelleyememiştir. Bundan sonra da engelleyemeyecektir. Dersim Dernekleri Federasyonu (DEDEF) olarak emekçilere ve halka dayatılan bu sömürü, sefalet ve baskı düzenine karşı kararlılıkla mücadele etmeye devam edeceğiz.

Hukuk tanımaz saldırılara derhal son verilmelidir. Gözaltına alınan dostlarımız bir an önce serbest bırakılmalıdır.

Nimet Tanrıkulu insan hakları savunucusu serbest bırakılsın

Dersim Dernekleri Federasyonu’nun, İnsan Hakları Derneği kurucularından Nimet Tanrıkulu’nun tutuklanmasını protesto etmek amacıyla İHD İstanbul Şubesi’nde basın açıklaması yaptı. Açıklamada, “Bizler hemşerileri, mücadele arkadaşları olarak Nimet Tanrıkulu’nun sonuna kadar yanındayız. Nimet Tanrıkulu serbest bırakılsın!” denildi.

Dersim Dernekleri Federasyonu (DEDEF), İnsan Hakları Derneği’nin kurucularından, İstanbul Dersimliler Derneği’nin eski Başkanı Nimet Tanrıkulu’nun, 29 Kasım 2024 tarihinde tutuklanıp Ankara Sincan Kapalı cezaevine konmasını protesto etmek için İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi’nde basın toplantısı yaptı.

Basın toplantısı yapılan salona, ‘Haksız gözaltı ve tutuklamalara son verilsin, Nimet Tanrıkulu derhal serbest bırakılsın’ pankartları asıldı.

“OHAL KALICI HALE GETİRİLDİ”

Basın metnini okuyan DEDEF Genel Başkanı Ali Rıza Bilir, demokrasinin, temel hak ve özgürlüklerin, sendikal hak ve özgürlüklerin rafa kaldırıldığını ve OHAL’in kalıcı hale getirildiğini söyleyerek “Her güne yeni baskılarla, yeni gözaltı ve tutuklama haberleri ile uyanır hale geldik” dedi.

“NİMET TANRIKULU HUKUK DIŞI BİR KARARLA TUTUKLANDI”

İnsan Hakları Derneği’nin kurucularından, İstanbul Dersimliler Derneği eski başkanı, Nimet Tanrıkulu’nun, 29 Kasım 2024 tarihinde, hukuk dışı bir kararla tutuklandığı ve tutukluğunun hala devam ettiği ifade eden Bilir, konuşmasının devamında şu ifadelere yer verdi:

“Yıllardır devam eden gerek yönetici ve üyelerimizin gözaltına alındığı operasyonlar gerekse de ülkedeki demokratik kurumlara yönelik baskıların tamamının gösterdiği tek şey vardır. Mevcut iktidar bugünlerde temel hak ve özgürlüklerine, emek, barış, doğayı koruma ve demokrasi taleplerine sahip çıkan yönetici ve üyelerimiz nezdinde tüm demokratik kamuoyunu baskı altına almak istemektedir. Muhalif kesimleri sindirmeyi, korku dalgası yaratmayı hedefleyenler sistematik hale getirdikleri gözaltı ve tutuklama politikasını devreye sokarken hukuku tamamen ayaklar altına almaktan geri durmamaktadır.
 
MÜCADELEMİZİ KARARLILIKLA SÜRDÜRECEĞİZ

Nimet Tanrıkulu, Dersimli Mücadeleci bir kadındır, Nimet Tanrıkulu insan hakları savunucusudur, Nimet Tanrıkulu yaşam alanlarımızı savunmada, barajlara karşı verdiğimiz mücadelede, Dersim 37/38 Tertelesi acılarının haykırılmasında ve şube başkanlığı döneminde Dersim isminin kazanılması mücadelesinde hep yanımızda olmuş, kamuoyunda bilinen tanınan şahsiyettir. Nimet Tanrıkulu şahsında dostlarımıza yönelik baskıları, gözaltına alınmalarını ve tutuklanmalarını kınıyoruz. Dersim Dernekleri Federasyonu olarak şiddetin, baskının sona erdirildiği, hiç kimsenin demokratik talepleri, düşünceleri nedeniyle cezalandırılmadığı bir ülke talebini ısrarla yürüteceğiz. Ülkemizde yaratılmak istenen kuşatmaya, saldırılara karşı; doğa, emek ve demokrasi mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz.

MÜCADELE VURGUSU

Bir kez daha altını çiziyoruz. “Hak verilmez, mücadeleyle alınır” şiarını ilke edinerek baskılara karşı mücadeleyi daha da yükselterek cevap verecek, haklı ve meşru mücadele çizgisinden taviz vermeyecek, artan baskı düzenine boyun eğmeyeceğiz. Başta Ovacık ve Dersim belediyeleri olmak üzere belediyelerimizin kayyımlarla gasp edilmesine boyun eğmeyeceğiz. Bir kez daha sesleniyoruz. Bizler hemşerileri, mücadele arkadaşları ve Dersim Dernekleri Federasyonu (DEDEF) olarak Nimet Tanrıkulu’nun sonuna kadar yanındayız. Nimet Tanrıkulu serbest bırakılsın!”

“SUÇLAMALAR GERÇEK DIŞIDIR”

Açıklama sonrası söz alan 78’liler Hareketi’nden Yunus Bircan, soruşturmayı başlatan Cumhuriyet savcıları ile tutuklamayı gerçekleştiren Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararlarının hukuki değil tümüyle siyasi olduğunu söyledi. Suçlamaların ise gerçek dışı olduğunu dile getirdi.

“HER ZAMAN NİMET’İN ARKASINDAYIZ”

Cumartesi Annelerinden Hanım Tosun ise “Nimet Tanrıkulu bir an önce serbest bırakılsın. Nimet bir insan hakları savunucusu. Kadın hakları savunucusunu tutuklayamazsınız. Biz her zaman Nimet’in arkasındayız” diye konuştu.

“PROTESTO EDİYORUZ”

İstanbul Tabip Odası’ndan Doktor Nazmi Algan da “Nimet ve Nimet gibi çok fazla insan gizli tanık uydurmacasıyla hiçbir somut delil olmadan tutuklu. Biz bu bakımdan İstanbul Tabip Odası ve İnsan Hakları Komisyonu olarak ve Türk Tabipler Birliği olarak bu tutuklamayı şiddetle protesto ediyoruz” dedi.

DAYANIŞMA VURGUSU

CHP İstanbul yöneticisi Ali Ekber Cömert, “Nimet Tanrıkulu gibi birçok aydınımızın gözaltına alındığı bir süreci hep birlikte yaşıyoruz parti olarak da bunları çok yakından takip ediyoruz. Bütün mağduriyetlerin yanındayız. Bu süreci kol kola dayanışma ile aşabiliriz” dedi.

“NİMET’İN YOLDAŞLARI SUSMAYACAK”

Dersim Araştırmaları Merkezi’nden Selman Yeşilgöz, “Biz Nimet’le bir barış ağacını Dersim sınırına dikmek istemiştik oradaki tarla sahibi bir kürek vermek istedi. Jandarma elinden alınca o toprağa Nimet ve arkadaşları elleriyle kazarak o ağacı oraya diktiler. Bugün o barış ağacı orada olduğu sürece Nimet ve Nimet’in yoldaşları da susmayacak” diye konuştu.

Yazar Erdoğan Aydın ise “Hiç kimse, özel olarak Nimetimiz insan hakları mücadelesi verdiğinden dolayı içeri alınmamalı. Bunu sağladığımız gün yarınlara çok daha güvenle bakabileceğiz. Nimet’i en kısa zamanda aramızda görmek dileğiyle” dedi.

“NİMET’İ ELLERİNDEN ALACAĞIZ”

Son olarak söz alan 78’liler Girişimi Sözcüsü Celalettin Can, Nimet Tanrıkulu’nun serbest bırakılması için kampanya başlatıldığını ve kampanyanın uluslarası bir şekilde sürdüğünü ifade etti. Can, devamında Nimet Tanrıkulu’nun son durumundan da bahsederek “Nimet Seyit Rıza’nın kızıdır ve gerçek bir devrimcidir. Ve muhakkak onların elinden Nimet’i alacağız” dedi.

PİRHA/İSTANBUL

Nimet TANRIKULU Serbest Bırakılsın

İnsan Hakları Derneği’nin kurucularından, İstanbul Dersimliler Dernegi eski başkanı, hemşerimiz, dostumuz Nimet TANRIKULU,
29 Kasım 2024 tarihinde, hukuk dışı bir kararla tutuklanıp Ankara Sincan Kapalı cezaevine kondu.
Bizler Dersim halkının örgütlü gücü olan Dersim Dernekleri Federasyonu olarak, bu tür haksız hukusuz gözaltı, tutuklama, baskı ve diğer yıldırma politikalarını şiddetle kınıyoruz.
Nimet TANRIKULU’nun bir an önce serbest bırakılmasını istiyoruz.
Federasyonu olarak konuya ilişkin 27 Aralık 2024 Cuma günü Saat 14.00 da İHD İstanbul şubesinde basın toplantısı gerçekleştireceğiz.
Basın toplantımıza katlım sağlamanız bizleri sevindirecektir.
Dersim Dernekleri Federasyonu (DEDEF)

Dersim Tanıtım Günleri

Dersim Tanıtım Günleri

Dersim’e ilişkin herşey; Doğa, Yaşam, Munzur, Kültür, Sanat, Müzik, Edebiyat, Şiir, Folklor, ve
Yöresel tadlar.
Gelin dört gün boyunca dolu dolu Dersim’i konuşup, Dersim’i yaşayalım beraber.
Gelin Kardeşçe lokmamızı pay edip,
omuz omuza halaya duralım.

Dersim halkı zorbalığa boyun eğmeyecektir

Halk iradesini yok sayan kayyum darbesine karşı çıktıkları için,

Yönetim Kurulu Üyemiz Veli AKYOL ile 3 hemşerimiz, önce sabahın köründe göz altına alınıyorlar, sonrasında da jet bir kararla tutuklanıyorlar.
Dersim halkı zorbalığa boyun eğmeyecektir.

Belediyelere kayyum atanmasını protesto gösterilerine katıldıkları belirtilen Veli Akyol, Aynur Can, Enes Boran ve Şiyar Ataş, sabah saatlerinde gözaltına alınmıştı. Emniyetteki ifadelerinin ardından adliyeye getirilen 4 kişi savcılık sorgularının ardından tutuklanma talebiyle Tunceli Sulh Ceza Hakimliği’ne sevk edildi.

Hakimlik, 4 kişinin “2911 sayılı yasaya muhalefet, görevli memura mukavemet ve kamu malına zarar vermek” ten tutuklanmasına karar verdi.

BARO BAŞKANINDAN KÖTÜ MUAMELE TEPKİSİ

Baro Başkanı Avukat Doğukan Kudat, gözaltındaki şahısların adliyeye kelepçeli şekilde getirilmeleri ve sonrasında kelepçeli şekilde bekletilmelerine tepki gösterdi.

Konuya ilişkin açıklama yapan Kudat, “Emniyet Genel Müdürlüğü’nün 2004/68 sayılı genelgesinde her ne kadar kelepçe takmak meşrulaştırılmaya çalışılıyor ise de bu durum CMK 93. maddeye aykırıdır. 2559 sayılı PVSK 16. maddesinin 2. fıkrasında da polisin zor kullanma yetkisini aşan bir durum söz konusu. Kademeli ve ölçülü olmayan bir zor kullanma söz konusu direnişçilere karşı, bu da beraberinde çok vahim sonuçlar doğrucu plastik mermi yaralanmalarına sebebiyet verdi. Tamamen barışçıl toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkını kullanan göstericilere polis orantısız güç kullandı, şu an da orantısız gücün uzantısı olan gözaltı işlemleriyle vatandaşlar gözaltına alınıyor. Bu durum kanıksanamaz. Burada vatandaşların en temel hak ve özgürlükleri ihlal ediliyor. Bu durum gerek AİHS. 10 ve 11. maddelerine ve gerekse de Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nun 22. maddesine aykırıdır. Anayasa’nın 17. maddesi ihlal edilmiştir. İşkence uygulayan ve işkenceye göz yuman tüm yetkililer hakkında işkence ve kötü muamele suçu yönünden suç duyurusunda bulunacağız” dedi.

Basına ve Kamuoyuna

İdam edilişlerinin 87. Yılında Seyit Rıza ve yoldaşlarını unutmadık.
1937/38 Dersim Tertelesinde, DERSİM toplumunun geleneksel önderleri , seyitleri, Seyd Rıza, Wusênê Seydi, Aliye Mirzê Sili, Hesen Ağa, Findik Ağa, Resik Uşen ve Hesenê Ivraimê, Ankara’dan özel görevle gönderilen İhsan Sabri Çağlayangil’in denetiminde yapılan yasadışı bir mahkeme neticesinde, 1935’de TBMM’de çıkarılan Tunceli Kanunu’nun tahakkümcü uygulamalarına direndikleri için tutuklanarak, sözde yargılamadan sonra önceden belli olan kararla Elazığ Buğday Meydanı’nda idam edildiler.
Yine aynı tarihlerde kurşunlanan, süngülenen, bombalanan, uçurumlardan atılan, yakılan, zehirlenen, idam edilen, mezar hakları bile çiğnenen, sürgün edilen on binlerce mazlum insanımızın acılı hatıralarını yüreğimizin en derinliğinde hissediyoruz.
Bu katliam, Dersimlilerin belleğinde, tesellisi olmayan ve kabul edilemez bir yara olarak günümüzde dahi kanamaya devam etmektedir. Dersim kimliğinin ve kültürünün temel taşıyıcısı konumundaki -başta Seyit Rıza olmak üzere-halk önderlerini hileyle katledildikten sonra başsız ve çaresiz kalan Dersim Halkına karşı eşine az rastlanılır bir sürgün, kırım, müsadere ve saldırganlıkla, tartışmasız bir soykırım uygulamıştır.
Toplumu tektipleştirici devlet iradesi, 1937’den başlayarak Dersim’in farklı kimliğini yok etmeye ve bunu başarabilmek için de yerel önderliklerin imhasına yönelmiştir.  4 Mayıs Hükümet kararıyla Dersimde köy boşaltmaları ve sürgünler başlatılmış, direnenler yakılıp bombalanmış, çocuklar, bilhassa da kız çocukları ailelerden kopartılarak başta subay olmak üzere Türk ve Sünni ailelere pay edilmişlerdir. Mağaralara sığınan kadın ve çocukların zehirli gazlarla katledilmesinin yanı sıra, köylerinden toplanan masum insanlar ayırımsız kurşuna dizilmiş veya uçurumlardan atılmışlardır. Bu uygulamalarla, sadece Dersim’e karşı değil aynı zamanda tüm insanlığa karşı suç işlemiştir.
Bugün başta bizlere ve bütün demokratik kamuoyuna; insanlığa karşı işlenmiş bu suçun teşhir edilmesi ve bütün insanlık huzurunda lanetlenmesini sağlamak sorumluluğu düşmektedir. Dersim’de gerçekleştirilen Tertele’nin başlıca sorumlusu, farklı olma hakkını düşman olarak kodlayıp yok eden ırkçı ideolojidir. Onun günümüzdeki devamı ise, aynı uygulamayı 87 yıl sonra bile sürdüren mevcut siyasal iktidardır.   1937/ 1938, Dersim halkına yönelik baskı ve asimilasyon politikalarının toptan bir imha haline dönüşme tarihidir.
15 Kasım 1937 tarihinde Dersim’in önde gelenleri, Seyitleri idam edildi. İdam edilenlerin mezar yerleri belli değil.   Dersim 87 yıldır, yaralarını sarmaya, inkar edilmişliğini aşmaya, eşit yurttaşlık hakkını kazanmaya ve tabii atalarının mezar yerlerini bulmaya çalışıyor.

Bir çift sözümüzde katliamcı zihniyetin bugünkü temsilcilerinedir
İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, partisinin grup toplantısında “Cumhuriyet devleti Şeyh Saitlere, Seyit Rızalara ne yaptıysa aynı muameleyi göreceksiniz. Herkes emin olsun, yapılması gereken şey ne ise o yapılacaktır. Gereği yerine getirecek olanlar da işte tam buradalar, karşımdalar, yanımdalar ve milyonlarcası da arkamızdadır.” diyerek açıkça katliamların yeniden hayata geçirmesine dair cümleler sarf etmiştir.
Dervişoğlu ve aynı katliamcı düşünceye sahip olanlar şunu iyi bilmeli ki, onca kırıma, katliama ve sürekli asimilasyon politikalarına maruz kalmasına rağmen Alevilikte, Kürtlükte bu coğrafyanın kadim kültürel gerçeklikleri olmaya devam etmektedir. Bu gerçekliği kimsenin söküp atmaya gücü yetmedi, yetmeyecek de!
Müsavat Dervişoğlu’nun bu açıklamalarını ve benzer söylem ve politikaları kınıyor ve asla görmezden gelebileceğiniz bir yerde durmadığını dile getiriyoruz.
Yalan ve hilelere karşı Seyid Rıza’nın diz çökmeyen duruşu bizler için onurlu bir mirastır. Pirlerimiz, İnsanı Kamillerimiz diz çökmedi, torunları da diz çökmeyecek! Bu da böyle biline..
Tarihi hatırlamanın ve katledilenlerin anıları önünde saygıyla eğilmenin, ülkemizde ilerde benzeri kitlesel katliamların engellenmesi; insan haklarına saygılı, barışı sağlamış demokratik bir toplumun kurulabilmesi için çok önemli olduğuna inanıyoruz. DEDEF, ADEF ve DAM olarak Daha önce de birçok kez dile getirdiğimiz taleplerimizi bir kez daha ifade ederek bu taleplerinizin karşılanabilmesi için DERSİM toplumu başta olmak üzere, her inanç ve ulustan halklarımızı birlikte ortak mücadeleye çağırıyoruz.
*Arşivler Açılsın,
“Dersim” ismi iade edilsin.
*Dersim halkından özür dilensin.
*Sürgünler, kayıplar ve evlatlık alınan çocukların listesi açıklansın.
*Seyit Rıza ve arkadaşlarının mezar yerleri açıklansın.
*Dillerimize ve Kızılbaş Alevi inancımıza özgürlük tanınsın.
*Munzur’daki Baraj ve maden projeleri iptal edilsin.
*Eşit yurttaşlık hakkımız tanınsın.

DERSİM DERNEKLERİ FEDERASYONU(DEDEF)
AVRUPA DEMOKRATİK DERSİM BİRLİKLERİ FEDERRASYONU (ADEF)
DERSİM ARAŞTIRMALARI MERKEZI (DAM)